12 Aralık 2008 Cuma

Ortaya biraz karışık

Bayram çocuğu Mert büyük annesinin yani benim annanemin evinde bayram ziyaretinde ama tabiki yine adam akıllı bi poz vermek yok. Yandan ve titrek :p


Bu da az önce sağ salim gördüğü ineğin nereye gittiğini merak eden bakışlar.



Allah tan bayramın 1. günü hava 1 gün öncesine göre biraz daha iyiydi de çocuklar kesimden sonra bahçede büyükler etrafı toparlarken oynadılar. Arka fonda da Elvan ve Kağan görülüyor.

Bu oda bizim her ne kadar adı oturma odası olsada önceden oturmadığımız ama Mert biraz büyümeye başlayınca vazgeçemediğimiz mekanımız. Görülmese de koltukların üzerinde örtü var bazen halının üzerinde de oluyor aynı tür örtülerden. Ne yapayım çalışan anne olunca her zaman halı silmek çokkkk zor.

Ve her akşam alışık olduğumuz manzara bize kızınca hemen TV kapatılır.

Tapattım işşştee....

9 Aralık 2008 Salı

Bayramlar bir başka güzeldir herzaman, ben eski bayramlar demiyorum hiç çünkü bayramın eskisi olmaz bayram he bayramdır. Yine çocukluğumdaki gibi günler öncesinden heycanlanmaya başlıyorum. Amaçlar farklı olsada tad hep aynı tad benim için.
Çocukken bayramlıklarımızı giymek ve bayram harçlıklarımızla bakkala koşacağımız için sevinirdim şimdi ise uzun süredir görüşmediğimiz akrabalarımıza gidip herkesin gözlerindeki sevinç pırıltılarını görmek için heyecanlanıyorum.
Ve şimdi ise 3 yıldan beri canım oğluma bunu yaşatmaya çalışıyorum. Bu sene daha bir anlıyor herşeyi, 1 hafta öncesinden sürekli bayramla ilgili cümleler kurdum( Bunları bayramda giyeceksin, bayramda gideriz v.s.) ve gerçekten o da bayramı büyük bir sevinç ve merakla bekledi. İnşallah bayramları her zaman önemser.
Arife günü akşamı annemlere gittik yine herzaman ki gibi. Onlar bizim bulunduğumuz ilçeye 11 km mesafede başka bir ilçede oturuyorlar. Kurbanımızı orda kesiyoruz bizde hep beraber, sabah gitme riskini göze alamadık geç kalmaktan korktuk. Öğleye kadar işimiz bitti . Rabbim kabul eder inşallah.
Ayrıntılara sonra giricem çok uykum geldi. Yarın ağır misafirlerim var (Kayınvalidemler) Hadi kolay gelsin bana :p

Kurban bayramımız mübarek olsun



Kurban, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini keserek yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa bir teşekkürdür.


Kurban ibadeti İslâmiyetten önce de vardı Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan İbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı.

Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti.

Hz. İbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. İbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur.

Artık Hz. İbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu. Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu.

İbrahim a.s büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı. Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu İsmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi.


Şimdi konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in açıklamalarını dinleyelim: Allah Teala buyuruyor:


"İbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler).


İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (İsmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik.


Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim'e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır." (1)


Görülüyor ki, Kur'an da Hz. İbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir.


Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "Ey İbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin." buyurmuştur. İbrahim a.s, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur.


Allah, insanları Hz. İbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı. İbrahim a.s oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece kurban Hz. İbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir.


Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "Kurban"kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle İbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur. Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas olan iyi niyettir. Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlas esastır.


Bakınız, bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor: "Onların (kurbanların ) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (2) Esasen Allah Teâla ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder. Maide suresindeki şu ayet-i kerimeler bu konuyu bir örnek vererek açıklıyor. Allah Tealâ buyuruyor. "(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine). -Seni öldüreceğim, demişti. Diğeri ise : - Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder, dedi ve devam etti : "Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.'' dedi. (3)Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir. Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur :


"Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.''(4) Kurban, İslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanır. Halbuki kurban bayramında kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar ve hayır kurumları istifade eder.

links

About This Blog

links

About This Blog

Blogger templates made by AllBlogTools.com

Back to TOP